Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

rahatsız etmek

  • 1 беспокоить

    rahatsız etmek,
    tedirgin etmek,
    sıkıntı vermek; kaygılandırmak
    * * *
    1) rahatsız etmek; tedirgin etmek; sıkıntı vermek

    шум не беспоко́ит? — gürültüden tedirgin olmuyor musun?

    его́ беспоко́или комары́ — sivrisinekten rahatsız oldu

    е́сли он Вас буде́т беспоко́ить... — Sizi rahatsız ederse...

    2) endişelendirmek, telaşlandırmak ( вызывать тревогу); kaygılandırmak ( вызывать озабоченность); kuşkuya düşürmek ( вызывать сомнения)

    пробле́мы, беспоко́ящие обще́ственность — kamuoyunu kaygılandıran sorunlar

    3) ( волновать) meraklandırmak

    меня́ беспоко́ит не э́то — merak ettiğim bu değil

    ва́ши жа́лобы его́ совсе́м не беспоко́ят — şikayetleriniz onun derdi değil

    Русско-турецкий словарь > беспокоить

  • 2 тревожить

    endişelendirmek; kuşkulandırmak; telaşlandırmak,
    kaygılandırmak; tedirgin etmek
    * * *
    несов.; сов. - встрево́жить, потрево́жить
    1) сов. - встрево́жить endişelendirmek, telaşlandırmak; kuşkulandırmak; kaygılandırmak

    пробле́мы, трево́жившие большинство́ населе́ния — nüfusun çoğunluğunu kaygılandıran sorunlar

    бу́дущее его́ не трево́жило — geleceğinden endişe etmiyordu

    2) сов. - потрево́жить rahatsız etmek; tedirgin etmek

    его́ це́лый день трево́жили посети́тели — onu bütün gün ziyaretçiler rahatsız etti

    Русско-турецкий словарь > тревожить

  • 3 стеснять

    несов.; сов. - стесни́ть

    сади́сь, ты нас не стесни́шь — otur (yanımıza), bizi rahatsız etmezsin

    он стеснён в сре́дствах — dardadır

    в расхо́дах его́ никто́ не стесня́ет — para harcamakta onu kısıtlayan yok

    ему́ стесни́ло грудь — göğsü sıkıştı

    Русско-турецкий словарь > стеснять

  • 4 мешать

    engel olmak
    * * *
    I несов.; сов. - помеша́ть
    engel / mani olmak; engellemek; rahatsız etmek ( беспокоить)

    кто тебе́ меша́л сказа́ть об э́том? — bunu söylemekten seni kim alıkoymuş?

    ••

    тебе́ не меша́ет / не меша́ло бы оста́ться — kalsan iyi olur

    II несов.; сов. - помеша́ть
    karıştırmak; savurmak (что-л. кипящее)

    Русско-турецкий словарь > мешать

  • 5 обеспокоить

    сов.
    ( побеспокоить) rahatsız etmek

    Русско-турецкий словарь > обеспокоить

  • 6 побеспокоить

    сов.

    Русско-турецкий словарь > побеспокоить

  • 7 беспокоиться

    merak etmek,
    telaşlanmak; zahmet etmek
    * * *
    1) merak etmek; telaşlanmak

    обо мне́ не беспоко́йся — beni merak etme

    как ви́дишь, беспоко́иться не́чего — görüyorsun ki telaşlanacak bir şey yok

    2) ( утруждать себя) zahmet etmek

    пожа́луйста, не беспоко́йтесь — (aman) zahmet etmeyin, rahatsız olmayın

    Русско-турецкий словарь > беспокоиться

  • 8 беспокойство

    endişe; tedirginlik
    * * *
    с

    испы́тывать беспоко́йство — endişe duymak

    вы́звать беспоко́йство обще́ственности — kamuoyunu kuşkuya düşürmek

    э́то не вы́звало у него́ осо́бого беспоко́йства — bu onu pek endişelendirmedi

    стать исто́чником беспоко́йства для кого-л. — (biri için) huzursuzluk / tedirginlik kaynağı olmak

    причиня́ть беспоко́йство пра́вящим круга́м — egemen çevreleri tedirgin etmek / huzursuzlandırmak

    ••

    извини́те за беспоко́йство! — rahatsız ettim, affedersiniz!

    Русско-турецкий словарь > беспокойство

См. также в других словарях:

  • rahatsız etmek — rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak Geceleyin aptalca tık tıklarıyla insanı rahatsız eden bir masa saati imiş. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rahatsız — sf. 1) Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz 2) Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren Bu sandalye pek rahatsız. 3) Hasta, keyifsiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller rahatsız etmek rahatsız olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taciz etmek — sıkıntı vermek, rahatsız etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vıdı vıdı etmek — çevresini rahatsız edecek biçimde yerli yersiz çok konuşmak İşlerine çok karışıyor, çok vıdı vıdı ediyormuş. E. Bener …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zindan etmek — (bir yeri birine) bir yeri yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz bir duruma getirmek Ah evladım, sorma, onu bir zalim herif aldı, zavallı tazeye dünyayı zindan etti. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gürültü çıkarmak (veya etmek veya koparmak veya yapmak) — 1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım. H. C. Yalçın 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TASDİ' — Rahatsız etmek. Sıkmak. Baş ağrıtmak. * Yarmak. * Perâkende etmek, dağıtmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İZ'AC — Rahatsız etmek. Bunaltmak. * Yerinden koparıp ayırmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sırnaşmak — rahatsız etmek, sıkıştırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • taciz — (A.) [ ﺰﻴﺠﻌﺕ ] rahatsız etme. ♦ taciz etmek rahatsız etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • tasdî' — (A.) [ ﻊیﺪﺼﺕ ] baş ağrıtma, rahatsız etme. ♦ tasdî etmek baş ağrıtmak, rahatsız etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»